Evet, Arthur Fleck’in zihnine girmek ilk filmde işe yaramıştı çünkü seyirci onun bir kız arkadaşı ve başka bir hayat umudu olduğuna inandırılmıştı. Ancak ikinci bölümü izlerken tüm müzikal bölümleri kafasında tuttuğu oldukça açık olduğundan, ekran zamanının anlamsız bir israfı gibi görünüyor. Bu sahnelerde yeni hiçbir şey ortaya çıkmıyor ve kendi başlarına eğlenceli olacak kadar etkileyici değiller.
Reklam
“Joker 2 ”nin bir diğer bölümü ise şaşırtıcı derecede sıkıcı olan mahkeme salonu draması
Burada heyecan verici bir yüzleşme yok çünkü çoğunlukla karakterlerin ilk filmdeki olayları tekrarladığı sahneler var. Seyirci filmi zaten izlemiş olduğu için filmde neler olduğunu hatırlatmaya gerek duymuyor. Devam filmi yeni bir hikaye yaratmak yerine ilk bölümdeki olaylardan keyif almayı tercih ettiği için yapmacık bir hal alıyor. Sonuç olarak, “Joker 2” ivmeden yoksun. İzleyiciler bir mahkeme salonunda kilitli kalıyor ve neredeyse hiçbir yeni bilgi verilmiyor. Bu durum tüm ikincil karakterler için de geçerli. Örneğin, güzeller güzeli Brendan Gleeson bir hapishane gardiyanı olarak karşımıza çıkıyor ama filmin sonunda karakterinin konuyla alakasız olduğu görülüyor.
Ancak, “Joker 2: İki Kişilik Çılgınlık”ın asıl absürd özelliği, 200 milyon dolarlık yapım bütçesiyle, 55 milyon dolara mal olan ilk filmden daha küçük görünmesi. Bu kadar devasa fonlar ne için harcandı? Aksiyonun çoğu iki mekanda geçiyor – bir mahkeme salonu ve bir hapishane – ve çekimlerin böyle bir yatırım gerektirmediği açık. Joaquin Phoenix ve Lady Gaga’nın aldığı şişirilmiş ücretler mi? Todd Phillips’in kendisinin ve ekibinin iştahı?
Tüm bunlar 2024’ün tartışmasız en büyük başarısızlığı olarak tarihe geçti bile.